sevgililer günüm

Love, it’s a special day
-Aşkım,Bu özel bir gün
We should celebrate and appreciate
-Kutlamalıyız ve anlamlandırmalıyız
That you and me found something pretty neat
-Sen ve ben çok zarif bir şey bulabiliriz
And I know some say this day is arbitrary
-Ve bu günlerde söylenecek bazı şeyler biliyorum keyfi…

But, it’s a good excuse
-Ama bu iyi bir bahane
That I love to use baby
-Bunu kullanmayı seviyorum bebeğim
I know what to do baby
-Ne yapacağımı biliyorum bebeğim
I, I will love you
-Seni seveceğim
I’ll love you
-Seni seveceğim
I’ll love you
-Seni seveceğim

Love, I don’t need those things
-Aşkım,böyle şeylere ihtiyacım yok
I don’t need no ring
-Yüzüğe ihtiyacım yok
I don’t need anything
-Hiçbir şeye ihtiyacım yok
But you and me, cause in your company
-Ama sen ve ben,senin ortaklığının nedeniyiz
I feel happier, so happy and complete
-Mutlu hissediyorum,çok mutlu ve tamamen

And it’s a good excuse
-Ve bu iyi bir bahane
That I love to use baby
-Bunu kullanmayı seviyorum bebeğim
I know what to do baby
-Ne yapacağımı biliyorum bebeğim
I, I will love you
-Seni seveceğim
I’ll love you
-Seni seveceğim
I’ll love you
-Seni seveceğim

Yeah, it’s a good excuse
-Evet bu iyi bir bahane
That I love to use baby
-Bunu kullanmayı seviyorum bebeğim
I know what to do baby
-Ne yapacağımı biliyorum bebeğim
I, I will love you
-Seni seveceğim
I’ll love you
-Seni seveceğim
I’ll love you
-Seni seveceğim

So, won’t you be my honeybee?
-Peki,benim bal arım olmayacak mısın?
Giving me kisses all the time
-Bana her zaman öpücükler ver
Be mine
-Benim ol
Be my valentine
-Benim sevgililer günüm ol

So, won’t you be my honeybee?
-Peki,benim bal arım olmayacak mısın?
Giving sweet kisses all the time
-Bana her zaman tatlı öpücükler ver
Be mine
-Benim ol
Be my valentine
-Benim sevgililer günüm ol

Oh oh oh oh oh
Be my Valentine
-Benim sevgililer günüm ol

uzaklara gidersen

Böyle bir yaz günüydü sıklaştırdığımızda adımlarımızı. Nişan heyecanı güneş gibi sıcacık sardığında vücutlarımızı Hazirandı…

Hala her zamanki gibi korkuyorum beni bırakıp gitmenden. Bu yüzden eğer uzaklara gidersen…

Bu yaz gününde gidersen eğer
Beraberinde güneşi de götürmelisin
Yazın gökyüzünde uçan kuşlar
Aşkımız taze ve kalplerimiz mutlulukla doluyken
Gün yeni ve gece uzunken
Ve ay gece kuşlarının şarkılarının eşliğinde öylece dururken.
Gidersen eğer, gidersen eğer, gidersen eğer.
Gidersen eğer…

Ama kalırsan eğer, öyle bir gün yaşatırım ki sana
Daha önce hiç yaşamadığın, ya da bir daha yaşamayacağın
Güneşe açılırız beraber, yağmurla yol alırız,
Agaçlarla konuşur, rüzgarı ilahlaştırırız.
Ondan sonra gidersen anlarım.
Giderken ellerimi dolduracak kadar sevgi bırak bana.
Gidersen eğer, gidersen eğer, gidersen eğer.
Gidersen eğer…

Gidersen eğer, ki biliyorum mecbursun
Dünyada güvenebileceğim kimse kalmayacak
Sadece boşlukla dolu içi boş bir oda
Tıpkı yüzüne baktığımda gördüğüm anlamsız bakışların gibi
Köpeğinin gölgesi olurdum
eğer senin yanında kalmamı sağlayacağını bilseydim
Gidersen eğer, gidersen eğer, gidersen eğer.
Lütfen gitme…

azrail

ıslak, kasvetli,
diş sarısı bir düş…

bu gece bir kadınla tanıştım
esmer, kıvırcık saçlı
çenesi uzun..
ve küçük göğüsleri
oduncu gömleğinin
açık düğmelerinden gözüken…

sürmeli göz kapaklarını kısıp
gel dedi bana
gel, çünkü gitmenin tam vakti!
gel!
unut geridekileri
unut yaptığın akti!

gömleklerini ilikleyip
küçük göğüslerini örterken
içimdeki sızıyı sıvazlamaya çalışıyordu
“o üzülür diye korkuyorsun sen”le başlayan
teselli cümleleri
hayır dedim!
ben üzülürüm!
çünkü çok seviyorum onu ben!

bu gece azraille tanıştım!
anladım azraildi!
çünkü beni senden
bir tek ölüm ayırabildi…

cenin

uyudum da
büyüdü sesler
hüzün bahçesinin peyzajlarında
hepsi sana dikildi yine gözlerimin
iniltilerinin arasında

yine sıcak bir “aşkım” aradım
bula…

nicedir duyamıyorum
anaç gönlünden gelen ninnileri
nicedir
uyusun da büyüsün diyen
sanki cehennem zebanileri
nicedir deliyim,
korkuyorum inan kendimden
bir bebekmiş gibi sarılıp kokluyorum
cümlelerden düşen bu ceninleri

bak yine seslerini duyuyorum
adımlarının, benden uzaklaşan
bak yine hırıltısı yankılanıyor
adamların, hastane koridorlarında
bak, bu sefer gözyaşı istemedi
sömürgeci duygu imparatorlukları
bak, yine de ümitliyim
belki bir daha sarılırsın yarın da