bir buhran şafağı

sen sırt döndüğünde
kaç kahır kamçılanır
bilir misin ki sırtımda
narasını derinlere gömmekten
nasıl acır avuçlarım

sen sırt döndüğünde
sanki tüm dünya
sürrealist bir ressamın eseri
bozulur aynalardaki yüz şekilleri
bozulur rengi çiçeklerin
bozulur fizik kanunları, yer çekimi
çekimine ihtiyacı varmış gibi
havada süzülür cümlelere oturtamadığım
başı boş sözcüklerim

umudun çevir sesi kesilir
sen sırt çevirdiğinde

gözlerinle buluşamadığım
yıldızsız bir gecenin,
bir buhranın şafağında
bir ben daha iskemlesini iter
ayaklarının altından
sen…
dönmediğinde…