Ya aşkım bir gezdik bir gezdik. Yeğenim İbrahim Paşa ile İstanbul’un altını üstüne getirdik. Önce düğüne gitmek üzere tramwaya bindik. Fakat oldukça erken çıktığımız ve düğün salonu Sultanahmet’e yakın olduğu için tarihi mekanları gezelim dedik. Ayasofya’nın ilk olarak klise olduğunu bilmiyormuş bizim ufaklık. Neyse ki zamanında Fetih 1453 filmini izletmiştim. Öğrettim. Ardından nikah salonu falan derken sinemaya doğru yola çıktık.
Bir ara biyoloji dersine daldık. Kendisine alyuvar ve akyuvarları da unutamayacağı şekilde öğrettim. Eş anlamlıları geçen yıldan öğrendikleri için önce al-yuvar olarak ayırıp al ne demek diye sordum. Kırmızı dedi. Alyuvarlar kanımıza kırmızı rengi verir dedim. Ayrıca oksijen de taşır. Peki ak ne demekti? Beyaz. Peki beyaz önlük giyen bir meslek söyle bakalım dedim. Önce subay dedi. Sonra doktor. (Rana olsa direk aşçı derdi. Garibim aklı fikri yemekte.) İbrahim doktorlar ne yaparlar dedim. Bizi iyileştirirler dedi. İşte akyuvarlarda tıpkı doktorlar gibi bizi iyileştirirler dedim.
Anlayacağın oldukça bilgi verici bir gün geçirdik. Bol bol yürüdük ve Spiderman filmini izleyerek döndük. Filmi izlerken senin 3D gözlüklerinin altında uyuyakalmış halin aklıma geldi. Tabi o ana kadar aklıma gelen ve genellikle bir önceki gün isteme faslından kalan sahnelerden oluşan binlerce anıdan biriydi bu. Allah’ım ne kadar seviyorum ben bu kızı diye iç geçirdim. Bak yine geçirdim. Allah’ım ben ne kadar çok seviyorum bu kızı. 🙂
Tatlı rüyalar sevgilim. Seni çok seviyorum.
Müstakbel eşin…